biliyorum ama konusamiyorum
İngilizce kelimeleri ve deyimleri hatta grameri teknik olarak bilmene rağmen, ne dinlediğini anlayabiliyor ne de konuşabiliyorsunuz. Anlayamadıkça ve konuşamadıkça dil konusunda yeteneğinizin olmadığını düşünüyorsunuz.
Öncelikle herhangi bir dili konuşabilen herkesin yeni bir dil öğrenme yeteneği vardır.
Dilin bütün gramer yapısını ezberlemiş olmanıza rağmen konuşamamanızın sebebi ise öğrenirken ve öğretirken kullanılan teknik ve metodlardan kaynaklanan hatalardan dolayıdır.
Bu yazımızda elimizden geldiğince, “dil öğrenmek ne demektir?”, “öğrenirken yapılan yanlışlar nelerdir?” sorularına cevap verirken aynı zamanda “biliyorum ama konuşamıyorum” diyen dil öğrencilerinin problemlerini çözmeye çalışacağız. İşin teknik veya felsefi boyutuna girmeden yazımızda olabildiğince problemi tespit ederek herkes için kolayca anlaşılabilir hale getirmeye çalışacağız.
Dil nedir? Dil öğrenmek nedir? Dili konuşmak nedir?
Birçok öğrenci ve öğretmen, temel olarak dilin kelimeler ve gramer yapılarından oluşmasından dolayı bunları öğrendiğimizde anlayıp, konuşabileceğini düşünüyor. Dili oluşturan bu unsurları öğrenmeyi-öğretmeyi “öğrenme süreci” olarak ortaya koyduğumuzda, her şey ilk bakışta harika gözüküyor. Süreç tamamlandığında ise kullanılamayan ve zaman geçtikçe yok olan bir bilgi yığını ile baş başa kalınıyor. Sürecin başında “biliyorum ama konuşamıyorum – anlayamıyorum”, “anlıyorum ama konuşamıyorum” diye başlayan serzenişler, yerini “dil nankördür”e bırakıyor.
Burada hemen başka bir soru ile meseleyi aydınlığa kavuşturmak gerekiyor:
Araba nedir? Araba nasıl çalışır? Araba nasıl kullanılır?
Araba ve arabayı bir araya getiren bütün unsurları tanımladık, öğrendik. Bunların birbiri ile ilişkisini ve çalışma prensiplerini öğrendik. Hadi şimdi araba kullanalım...
Yazımızı okuyan herkes, araba kullanmayı öğrenmenin bu şekilde ilerleyen bir süreç olmadığını fark etmiştir. Araba kullanmak için yaşı ve tecrübesi yeterli olmayan okuyucularımız bunun yerine bisikleti koyabilir.
Şimdi işi birazcık daha kolaylaştıralım, araba kullanma işlemini öğrenmekten bahsedelim. Önce aracın temel bileşenlerini tanıma ile başlıyoruz. Direksiyon nedir, vites, gaz, debriyaj, ayna, koltuk vesaire… Sonra bunların birbirleri ile ilişkilerini öğreniyoruz. Son aşamada ise direksiyon başına geçip ilk tecrübemizi gerçekleştiriyoruz. Hoop! Aracımız bir güzel istop ediyor. Tekrar! Tekrar! Evet yavaştan yola çıktık. Olamaz ilk virajımı alacağım! Sonra ilk yokuş ve yokuştaki kırmızı ışık! O yokuşta tekrar kalkarken istop eden araba! Tekrar! Tekrar!..
Araba kullanmayı öğrenirken, nasıl ki bilgi kendi başına yeterli bir faktör değil ise dil öğrenirken de aynı şekildedir! Buraya kadar olan kısım herhangi bir anlatıma gerek duymadan dil bilmek –öğrenmek– konuşmak ile alakalı birçok meseleye cevap olmuştur diye ümit ediyoruz.
Şimdi bir de “biliyorum ama konuşamıyorum” sürecinin sonundaki “dil nankördür” kısmına değinelim. Araba kullanmayı öğrendik, trafiğe çıktık, ehliyetimizi aldık. İlk dönemlerimizde tabii olarak hala öğrenme sürecindeki bilgilerimiz üzerinde az da olsa düşünerek, bilmemize rağmen hatalar yaparak devam ediyoruz, ama her şey çok güzel giderken, ehliyet kursumuz bitiyor! Aracımız yok! Daha fazla tecrübe yok! Kullanılmayan her bilgi belirli bir süre sonra unutulmaya mahkumdur! Yani mesele dil ile alakalı değil ve nankör olan da dil değil!
Peki hikâyeyi farklılaştırarak devam edelim. Araba kullanmayı öğrendik. Ehliyetimizi aldık. Aracımız var ve aktif olarak kullanıyoruz. Aradan aylar geçti. Artık bilgilerin hiçbiri üzerinde düşünmeden, hatta ne yaptığımızı bile fark etmeden araba sürme eylemini gerçekleştiriyorum! Refleks hâline geldi. Şimdi de uzun bir süre arabasız kalalım!
Aradan yıllar geçti. Yıllar sonra tekrar araba kullanacağım! İlk başta ufak bir tedirginlik ve afallama yaşadım fakat o da ne? Eskisi gibi kullanabiliyorum! Ama kullanılmayan bilgi unutulmaya mahkumdu hani?
Refleksleşmiş, kas hafızası olarak yerleşmiş şeyleri unutmak oldukça zordur! İmkânsız kelimesini sevmiyoruz, o yüzden zordur diyoruz!
Evet arkadaşlar bu minik hikâyemiz ile dil öğrenme hikayemiz birbirine çok benzer, hatta hemen hemen aynı akışa sahiptir. Dil öğrenimi aktif öğrenme şeklinde gerçekleşmeli ve kas hafızası kazanılmalıdır! “Biliyorum ama konuşamıyorum” diyenler için Speaking Cafe linkimiz şuracıkta!
“Ne biliyorum ne konuşuyorum ama istiyorum” diyen arkadaşlarımız için ise Core Classlarımızın linki şuracıktadır!